****** Lisesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

REŞAT NURİ GÜNTEKİN

Aşağa gitmek

REŞAT NURİ GÜNTEKİN Empty REŞAT NURİ GÜNTEKİN

Mesaj  M_A_K_ Ptsi Ocak 28 2008, 01:16

Hayatı

Güntekin , 1889'da, Askeri tabip olan Nuri Bey ile Erzurum valisi Yaver Paşa'nın kızı Lütfiye Hanım'ın oğlu olarak İstanbul'da doğmuştur. Öğrenim hayatı boyunca birçok il gezen Güntekin, ilköğrenimine Çanakkale'de başlamıştır. Daha sonra İzmir'deki Frerler okulunda bir süre öğrenim görüp sınavla girdiği Darülfünun Edebiyat Şubesi'ni 1912'de bitirdi. Böylece öğrenim hayatını yirmi üç yaşında bitirmiş oldu.

Güntekin 1927'e kadar Fransızca ve Türkçe öğretmenlikleriyle müdürük görevlerini üstlenmiştir. Bazı görev aldığı okullar Bursa Sultanisi, İstanbul Beşiktaş İttihat ve Terakki Mektebi, Fatih Vakf-ı Kebir Mektebi, Akşemseddin Mektebi, Feneryolu Murad-ı Hâmis Mektebi, Osman Gazi Paşa Mektebi, Vefa Sultanisi, İstanbul Erkek Lisesi, Çamlıca Kız Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi ve Erenköy Kız Lisesi'dir.

Güntekin, 1927'de maarif müfettişi oldu ve bu arada Dil Heyeti'yle birlikte bazı çalışmalarda bulundu. 1939'da ise Çanakkale milletvekili olarak TBMM'de bulundu. Bu görevini 1946'ya kadar sürdürdü. 1947'de, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Ankara'da yayımlanan Ulus gazetesinin İstanbul kolu olan Memleket gazetesini çıkardı. Güntekin daha sonra müfettişlik görevine geri döndü ve 1950'de UNESCO Türkiye temsilciliği ve öğrenci müfettişliği görevleriyle Paris'e gitti. 1954'te ise yaşından dolayı bu görevden ayrılmak zorunda kaldı. Emekliliğinden sonra bir süre İstanbul Şehir Tiyatroları edebi heyeti üyeliği yapmıştır.

Güntekin'e Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra tedavisi için Londra'ya gitti ve orda hastalığına yenik düşerek öldü. 13 Aralık 1956 günü, Karacaahmet Mezarlığı'na gömüldü.


Eserleri [değiştir]Yazar, müfettişik görevi ile Anadolu'da gezdiği için Anadolu insanı yakinen tanımıştır. Eserlerinde Anadolu'da ki yaşamı ve toplusal sorunlaru ele almış insanı insan çevre ilişkisi içinde yansıtmıştır. Romanlarında kullanıdığı dil ve anlatım oldukça yalın, dialogları canlıdır. Yazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuvarlarında kalmış eserlerinin toplamı yüzü bulur.


Romanları
Çalıkuşu (1923) bunuda tavsiye ederim
Gizli El (1924)
Damga (1924)
Dudaktan Kalbe (1924)
Akşam Güneşi (1926)
Bir Kadın Düşmanı (1927)
Yeşil Gece (1928)
Acımak (1928)
Yaprak Dökümü (1939)
Değirmen (1944)
Kızılcık Dağları (1944)
Miskinler Tekkesi (1946)
Harabelerin Çiçeği (1953)
Kavak Yelleri (1961)
Son Sığınak (1961)
Kan Davası (1962)
Ateş Gecesi (1953)
Gökyüzü (1935)
Eski Hastalık (1938)

Tiyatroları
Hançer (1920)
Eski Rüya (1922)
Ümidin Güneşi (1924)
Gazeteci Düşmanı, Şemsiye Hırsızı, İhtiyar Serseri (1925, üç oyun)
Taş Parçası (1926)
Yeşil gece (1928)
İstiklâl (1933)
Hülleci (1933)
Yaprak Dökümü (1971)
Eski Şarkı(1971)
Balıkesir Muhasebecisi (1971)
Tanrıdağı Ziyafeti (1971)
Bir Köy Öğretmeni
Çalıkuşu (N. Cumalı)

ve malum kitap

YAPRAK DÖKÜMÜ

Ali Rıza Bey, namuslu, çalışkan bir insandır.Çalıştığı şirketin patronu Ali Rıza Bey’in işe soktuğu bir kadınla ilişkiye girer ve onunla evlenmeyi reddeder Bunun üzerine Ali Rıza Bey şirketten ayrılır.Böylece ailenintüm yükü büyük oğul Şevket’e kalır.Kazandığı para babasınınkinden az olduğuiçin aile birdenbire büyük bir yoksulluğun içine düşerve kendi aralarında sürekli olarak kavga etmeye başlarlar.Artık aile Ali Rıza Bey’i adam yerine koymamakta, ona saygı duymamaktadırlar.Onunla bir tek ailenin en büyük kızı Fikret konuşur,fakat o da bu duruma daha fazla dayanamaz ve kendinden yaşça büyük biriyle evlenir.Bu arada Şevket kendisine uygun olmayan biriyle evlenir. Diğer kızları Leyla, Necla ve Ayşe onlaı bu duruma getirdiği için babalarını suçlarlar.Onların tek kurtuluşu evlenmektir.Bunun üzerine evde her akşam danslı, müzikli partiler verilmeye başlanır.Ali Rıza Bey bu kadar şeyin nerden çıktığına hayret etmektedir.O da sonunda bu düzmece oyuna katılır ve kızlarına iyi birer koca bulmaya çalışır.Bu arada Şevket’in karısı fakirliğe daha fazla dayanamadığı için evi terkeder.Şevket de borçlarını ödeyemediği için hapse girer.Necla kendini çok zengin gösterdiğihalde öyle olmayan bir Arap’la evlenir.Sonradan buna çokpişman olur ama eve geridönmesine izin vermezler.Ayrıca ,borçları ödemek için evi ipoteklemişler fakat evi de kaybedip hartabeden biraz iyibir apartman dairesine taşınmışlardır.Sonra Leyla evdekilerden habersiz zengin bir adamın metresi olur.Bu olay ortaya çıkınca Leyla annesini ve Ayşe’yi de alarak Taksim’de kendisi için tutulan lüks daireye gider.Ali Rıza Bey kızını reddetmektedir ve üzüntüden kötürüm olur.En sonunda onun da gönlünü alırlar ve Ali Rıza Bey son günlerini bolluk içinde geçirir,fakat bir aile de dağılmıştır
M_A_K_
M_A_K_
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 25
Kayıt tarihi : 26/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz